Yaşamak için olduğu gibi ölebilmek için de birçok yol var. Küçük veya büyük miktarlarda olmasına bakılmaksızın su veya gaz akciğerlere girer, sonuçta kişinin oksijen alamaması ve buna bağlı olarak yaralanma veya ölümüne neden olur. Böyle bir tehlike ilk etapta hiçbir önemli belirti vermediyse de doktora mutlaka gitmeli ve kontrol altında olmalısınız.
“Kuru boğulma” terimi boğulma olaylarında üst solunum yolunun (gırtlak) suya maruz kalmasından kaynaklandığı ve mağdurun akciğerlerine girmeden bile öldüğünü anlatmak için de kullanılır. Bazen tıbbi uzmanlar tarafından “yakın boğulma”, “gecikmiş boğulma” veya “ikincil boğulma” gibi diğer terimler de ölümle sonuçlanan boğulan yaralanmaları tanımlar.
Bu Olay Gerçekten Oldu!
Bu yaz, Texas’ta Frankie Delgado adındaki 4 yaşındaki bir erkek çocuğu bir dalganın alaborası ile derin suda boğulma tehlikesi geçirdi. Kafası birkaç saniye batmıştı, ancak babası onu sudan çekip kurtardığında hızlı bir şekilde iyileşti ve gayet iyi görünüyordu. Çocuk sonraki birkaç gün içinde grip benzeri belirtiler gösterdi ve göğsündeki ağrıdan yakınmaya başladı. Ailesi bunu normal bir üşütme sanarak, pek önemsemedi ve bir doktor muayenesine gerek görmedi ve çocuk sonunda uykusunda öldü.
Daha sonra doktorlar Frankie’nin akciğerlerinde su buldular ki bu da, çocuğun ölüm nedeninin birkaç gün önce denizde yaşadığı boğulma tehlikesi ile ilgili bir yaralanma olduğunu düşündürüyor. Boğulma tehlikesi geçirenlerin %0,5 ile %5’i kurtarma sonrasında çok az semptom sergiler ve bu belirtilerin görüldüğü kişilerin % 95’inde normal bir kan basıncı var demektir. Anahtar, ne zaman hastaneye gideceğini ihmal etmemektir.